Dolce Far Niente: Hiçbir Şey Yapmamanın Mutluluğu
- Creatlish Yazarı
- 9 Ara 2024
- 2 dakikada okunur

Kahvemin dumanı, pencereden içeri süzülen güneş ışığına karışırken, dünyanın aceleyle dönmesine uzaktan bakıyorum bugün. Saatin tik taklarına kulak asmıyorum, bir yerlere yetişmeye çalışmıyorum, hatta neredeyse nefes almayı bile unutacak kadar duruyorum. İşte tam burada, bu durakta, “dolce far niente” ile tanışıyorum. İtalyanların hiçbir şey yapmanın mutluluğu dediği o büyülü hal...
Ben, 50 yaşımı geride bırakırken nihayet anladım: Hiçbir şey yapmamak da bir eylemdir. Daha doğrusu, ruhunuzu besleyen en zarif eylemdir. Gençken hep bir yerlere yetişmek, bir şeyler başarmak, kendimi kanıtlamak derdindeydim. “Hadi, daha çok çalış!” “Boş durma!” “Bir işe yarar ol!” diyen o iç ses, günlerimi, hatta yıllarımı çaldı benden. Ama şimdi, dolce far niente’nin kollarında dinleniyorum.
Hiçbir şey yapmamak, aslında kendinle olmayı öğrenmek demekmiş. O kahveyi içerken, gözlerini tavana dikip hiçbir şey düşünmemek, kuşların sesine karışan sessizliği dinlemek, ellerini şalına sarıp battaniyenin sıcaklığına gömülmek... Bunlar birer mola değil, yaşamın ta kendisi.
Eskiden “boş” bir günüm olsa, kendimi suçlardım. Bir şeyler yapmam gerekirdi. Ama bugünlerde biliyorum ki, boş günler insanı doldururmuş. Şimdi, bir ağacın altına uzanıp bulutların şekline bakarken, çocukluğumdaki neşeli merakı hissediyorum. Hayat ne zaman bu kadar karmaşık hale geldi ki? Hep bir şeylere değer biçen, ölçen, tartan yetişkin hallerimize nasıl düştük?
Dolce far niente bir devrim değil, bir dönüş. Kendi içine, kendi sessizliğine, hayatın basit güzelliklerine bir dönüş. Kimsenin senden bir şey beklemediği, senin de kendinden hiçbir şey beklemediğin o anlar... O anlarda, zaman adeta durur. Sadece nefes alır, var olursun.
Bunu ilk kez yazlıkta, bahçedeki sallanan sandalyede keşfettim. Elimde bir kitap vardı ama sayfalarını çevirmek gelmedi içimden. Gözüm denize takıldı, bir süre mavilikte kayboldum. Kitap, çimlerin üzerinde öylece beklerken, ben zihnimdeki tüm karmaşayı dalgalara bıraktım. O an, hayatımda hiç olmadığım kadar “orada” hissettim.
Biliyor musunuz, hiçbir şey yapmamak zannedildiği kadar kolay değil. Kendini akışa bırakmak, zihnindeki o sürekli konuşan sesi susturmak cesaret ister. Ama bir kez denerseniz, o huzuru tattığınızda, bir daha bırakmak istemezsiniz.
Şimdi bana, “Zaman değerli, onu boşa harcamamalısın” diyenlere gülümsüyorum. Zamanı boşa harcamıyorum, tam aksine dolu dolu yaşıyorum. Sessizlikte, yavaşlıkta, durakta da hayat var.
Eğer bir gün kendinizi çok yorgun, çok koşturmacalı hissederseniz, durun. Bir fincan kahve yapın. Sandalyenizi pencereye doğru çevirin. Gelen mesajlara bakmayın, yetişmeniz gereken işleri bir kenara bırakın. Hayatı bir süreliğine durdurun. Belki o an, dolce far niente sizin de ruhunuza dokunur.
Ve unutmayın, hiçbir şey yapmamak, her şeyden çok şeydir. 🌿
Comentarios