Budün Otulda Yedim Yaptıt : Çocuklarda Dil Gelişimi
- Zeynep Sude Gürdoğan
- 14 Mar
- 3 dakikada okunur
“Anne tapının aytasından tedi sesi deliyoy.” veya “Budün otulda yedim yaptıt.” cümleleri ilk okuduğunuzda size tuhaf gelebilir. Bu cümleleri 4 yaşında veya biraz daha büyük yaştaki bir çocuktan duyduğunuzu düşündüğünüzde size tatlı da gelebilir. İlk etapta tatlı gelmesi çok normaldir. Peki ya sonrasında...

Her çocuğun gelişimi farklı olmakla beraber çocukların belli dönemlerde edinmesi gereken beceriler mevcuttur. Dil gelişiminin yanı sıra belli yaş gruplarında harflerin de edinilmesi ve kelimeler içerisinde doğru üretilmesi gerekmektedir. Örneğin 1:6 – 2:11 yaş aralığındaki çocukların /b,d,t,k,m,n,y/ seslerini edinmiş olması beklenilmektedir. Başka bir örnekle 5:0 – 6:11 yaş aralığındaki bir çocuğun /r/ sesini edinmesi öngörülmektedir. Bu bilgilerle beraber bu seslerin edinimi olması gereken zamanda olmayabilir, edinim belli bir sırayı izlememiş de olabilir. Fakat kritik dönem dediğimiz zamana kadar tamamlanması gerekir.
Peki konuşma seslerinin ediniminde kritik zaman ne zamandır? Tipik gelişim gösteren çocuklarda konuşma anlaşılırlığının 3 yaşında %80, 4 yaşında ise %100 olması beklenmektedir. Yani 4 yaşındaki bir çocuğun tanımadığı bir yetişkinle girdiği sohbette anlaşılması gerekmektedir. İlk cümlelerimde verdiğim örneklerde de söylediğim üzere, bu ses hataları ilk etapta çocuğun çevresine tatlı gelebilir. Fakat sonrasında çocuğun iletişime girdiği birey sayısı arttıkça bazı problemler ortaya çıkabilmektedir. İletişim niyet belirtmektir. Ses hataları olan bir çocuğun niyetini tam olarak belirtememesi öfke problemlerine, sosyal anlamda sınırlılıklara, bazı zorbalıklara, erken okuryazarlık becerilerine ve ileriki dönemlerde çocuğun akademik hayatında olumsuz etkilere neden olabilmektedir.
Burada kafanızda şöyle bir soru oluşmuş olabilir. Çevrenizde iyi yerlere gelmiş ses hataları olan yetişkinler olabilir, onlar etkilenmediyse sizin çocuğunuz neden bu durumdan olumsuz etkilensin? Veya küçükken ses hataları olup sonrasında herhangi bir terapi almadan sesleri kendi kendine edinmiş bireyler de çevrenizde olabilir, sizin çocuğunuzun terapiye ihtiyacı olup olmadığını nasıl anlayabilirsiniz?
İlk soruya hepimizin tanıdığı bir ünlüyü örnek vererek başlamak istiyorum: Kendisi başarılı bir talk show sunucusu ve kendisinin konuşmasında /r/ sesinin eksikliğini hepiniz fark etmişsinizdir. Burada biraz teorik bir bilgi vermem gerek. Bireylerin bir nedene bağlı olup olmaksızın edinmesi gerektiği yaşta edinemediği anadil seslerinin oluşturduğu duruma Konuşma Sesi Bozukluğu denmektedir. Bu bozukluğun sınırlı sayıdaki seslerinin (bir veya birkaç) üretimindeki hatalardan, anlaşılırlığı ciddi düzeyde etkileyen fonolojik bozukluklara kadar geniş bir yelpazesi mevcuttur. Bununla kalmamakla beraber mesleğimizde en çok kullanılan sınıflandırmaya göre Konuşma Sesi Bozukluğu beş maddeye ayrılmaktadır. Bunlardan en yaygın bilinenleri “Artikülasyon” ve “Fonolojik” Bozukluklardır.
Artikülasyon Bozukluğu, basitçe sesin nereden çıktığını bilmemektir. Biz günlük konuşmamızda fark etmesek de kullandığımız her kelimenin içindeki her bir ses için dil, dudaklar gibi artikülatör organlarımızı sese spesifik konumlandırırız. Bu durumda üretilemeyen seslerin yerine halihazırda üretilen sesler geçer. Örneğin /r/ yerine /y/, /k/ yerine /t/ sesi gibi. Bu durumda kişi sesi harfe eşlemekte zorlanmayabilir ve ilk sorudaki başarılı bireyler etrafınızda olabilir. Fakat bu her zaman böyle olmayabilir.
Fonolojik Bozukluğu ise kısaca şöyle tanımlayabiliriz: Çocuk sesi edinmiştir fakat sesi nerede kullanması gerektiğini bilmemektedir, tutarsız hatalar gözlenmektedir. Çocuğunuzun bazı günler sokakta gördüğü “töpek” iken bazen “köpet” olabilmektedir.

İkinci soruya geldiğimizde ise çocuk kendi ses hatalarını düzeltmiş olabilir bu sağlam bir bilişsel beceri gerektirirken başlarda belirttiğim gibi ses edinimi belli bir sırayı izlememiş de olabilir. Sosyal, çevresel etmenlerin de etkisi bu durumda önemlidir. Günümüz koşullarında artan ekran maruziyeti, küçük yaşlara kadar ulaşan akran zorbalığı ve çocukların sesbilgisel farkındalıklarındaki sınırlılıklarıyla başa çıkabilmesi birbirinden farklıdır.
Sonuç olarak bu tatlı ses hatalarının sürekliliği ebeveyn olarak sizi endişeye düşürebilir, çocuğunuzda olumsuz duyguları pekiştirebilir. 4 yaş ve üzeri olan çocuğunuzda yukarıda bahsettiğim durumlar mevcutsa konuşma sesi bozukluğuna uygun konuşma terapisiyle müdahale edilmelidir. Müdahale için mutlaka bir Dil ve Konuşma Terapisti’ne başvurmanız gerekmektedir.
Dil ve Konuşma Terapisti
Zeynep Sude Gürdoğan
Comments